NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
الْقَعْنَبِيُّ
عَنْ مَالِكٍ عَنْ
نَافِعٍ عَنْ
عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عُمَرَ أَنَّ
رَسُولَ اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ أَنَاخَ
بِالْبَطْحَاءِ
الَّتِي
بِذِي الْحُلَيْفَةِ
فَصَلَّى
بِهَا
فَكَانَ
عَبْدُ اللَّهِ
بْنُ عُمَرَ
يَفْعَلُ
ذَلِكَ
Abdullah b. Ömer (r.a.)'den
rivayet edildiğine göre,
Resûlullah (s.a.v.)
Zülhuleyfe'deki Bathâ'da devesini çöktürerek orada namaz kılmıştır. Bunu
Abdullah b.. Ömer de yapardı.
İzah:
Buhârî, hac; Müslim,
hac; Nesâî, menâsik; Muvatta
1867 numaralı hadis-i
şerifin şerhinde de açıkladığımız gibi Resûlullah Medine'den
Mekke'ye gitmek istediği zaman ismini Zülhuleyfe'deki ağaçtan
alan ve oradan geçen "ağaç yolu" isimli yolu tâkib ederdi. Medine'ye
dönerken de Muarras'dan geçen yolu tâkib ederdi. Buhârî'nin Sahih'inde de
"Resûl-i Ekrem (s.a.v.)'in, Mekke'ye giderken ismini yine "ağaç
yolu" üzerindeki ağaçtan alan "Mescidü'ş-şecer'"de namaz
kıldığı, Mekke'den dönerken de Zülhuleyfe'deki Bathâ'da (vadide) namaz kıldığı
ve orada gecelediği ifâde edilmektedir.[bk. Buhârî, hac] Esasen metinde
sözkonusu edilen Bathâ'dan başka Mekke'de.ve Minâ'da da "Batha
(vadi)" adıyla bilinen iki yer daha vardır. Onlarla karıştırılmasın diye
metinde "Zülhuleyfe'deki Batha" tâbiri kullanılmıştır. Buraya
Medine'liler "el-Muarras" derler. Burada namaz kılmak çok faziletli
olduğu için Resûl-i Ekrem Efendimizi hac dönüşü Mekke'den Medine'ye gelirken
burada konaklayarak namaz kılmıştır. Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle
buyruluyor: Peygamber (s.a.v.) Zülhuleyfe'deki vadide istirahatgâhında iken O'na
(gaibden) birisi gelip:
Sen gerçekten mübarek
bir vadidesin, demiş. Musa dedi ki: "Salim de vaktiyle Abdullah'ın
devesini çöktürdüğü yerde bize develerimizi çök-türttü o da Resûlullah'ın
istirahatgâhını araştırıyordu. Bu yer vadideki mescidin aşağısındadır. Mescidle
kıble arasında ortadadır.[Buhârî, hac; Müslim, hac]